Antik Çağlardan Günümüze: Balıkesir’in Tarihi Miras Alanları
Balıkesir, Marmara ve Ege Denizi arasında oluşan konumuyla, tarih boyunca sayısız medeniyetin ilgisini çekmiş, üzerinde izler bırakan kadim bir coğrafyadır. Bu topraklar, bereketli ovaları, korunaklı limanları ve geçiş yolları üzerindeki konumu nedeniyle, ilk çağlardan itibaren yerleşimlere sahne olmuş, farklı kültürlerin beşiği haline gelmiştir. Antik Mysia’nın gizemli kentlerinden Karesi Bey’in ilk adımlarına, Osmanlı İmparatorluğu’nun kaçma yapılarından Kuva-yi Milliye’nin kahramanlık destanına kadar uzanan bu zengin tarih, Balıkesir’in dört bir yandan dağılmış tarihi miras noktalarında somutlaşır. Bu alanları ziyaret etmek, adeta farklı zaman dilimlerinde birinden çıkmak, geçmişin fısıltılarını dinlemek gibidir.
Antik Dünyanın Yankıları: Mysia Kentleri
Balıkesir’in bulunduğu bölge, antik çağlarda “Mysia” olarak adlandırılıyordu. Bu bölge, Troas (Çanakkale ülkesinde), Lidya (Manisa-İzmir bölgesinde) ve Frigya (İç Batı Anadolu) gibi önemli antik bölgeyle komşuydu ve birçok önemli yerleşime ev sahipliği yapıyordu. Günümüze ulaşan kalıntılar, bu dönemin zenginliğini ve sızıntıların önüne serer:
-
Kyzikos (Erdek/Bandırma):Kapıdağ Yarımadası’nın anakarayla birleştiği yerde Kyzikos’un, antik dünyanın en önemli metropollerinden olduğu tespit edildi. Özellikle Roma döneminde büyük bir zenginliğe ulaşan kent, devasa Hadrian Tapınağı (dünyanın sekizinci harikası olarak anılırdı), amfitiyatrosu, agorası ve limanlarıyla dikkat çekiyor. Bugün geniş bir alana yayılan birikimler, kentin tarihsel olarak görkemini hayal etme olanaklarını tanıyor.
-
Antandros (Altınoluk):Kaz Dağları’nın (İda Dağı) güney eteklerinde, Edremit Körfezi’ne hakim bir konumda bulunan Antandros, özellikle gemi küresinin kullanıldığı kerestesiyle ünlüydü. Aeneas’ın Truva’dan kaçtıktan sonra gemilerini burada inşa edip yola çıktığına inanılır. Yapılan kazılarda ortaya çıkan, Roma villaları, mozaikleri ve nekropol (mezarlık) alanı, kentin zenginliğini ve Helenistik-Roma dönemindeki yaşamın gözlerinin önüne serer. Yamaç evlerindeki mozaikler özellikle dikkat çekicidir.
-
Adramytteion (Edremit/Burhaniye):Edremit Körfezi’ne adını veren bu antik liman kenti, oluşturma konumuyla önemli bir ticaret merkeziydi. Günümüzde Ören (Burhaniye) yerinde kalıntılara rastlanan kent, tarih boyunca birçok kez değiştirilmiştir.
-
Daskyleion (Bandırma/Ergili):Manyas Gölü’nde görülen Daskyleion, özellikle Pers İmparatorluğu döneminde önemli bir satraplık (valilik) merkezi olmuştur. Kazılarda ortaya çıkan İran mimarisine ait birikimler, bullalar (mühür baskıları) ve diğer buluntular, Anadolu’daki Pers hakimiyetine dair önemli bilgiler sunar.
Türklerin Ayak İzleri: Karesi Beyliği ve Osmanlı Mirası
Anadolu’nun Türkleşme süreci Balıkesir, Karesi Beyliği’nin merkezi olarak öne çıktı. Karesioğulları bölgenin imarına katkıda bulunmuş ve Osmanlı İmparatorluğu’na katılıp Balıkesir’in genişlemesini korumuştur. Bu dönemlerde kalan eserlerin, şehrin Türk-İslamının gerçekleştirilmesinin göstergesi:
-
Zağnos Paşa Camii ve Külliyesi (Balıkesir Merkez):Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Paşa tarafından 1461 yılında yaptırılan bu külliye (cami, türbe, hamam, muvakkithane), Balıkesir’in en önemli Osmanlı dönemidir. Cami, klasik Osmanlı mimarisinin güzel bir örneğidir ve şehrin şehirlerinde yer alır. Külliyenin diğer yapıları da dönemin sosyal ve dini yaşamına ışık tutar.
-
Yıldırım Camii ve Külliyesi (Balıkesir Merkez):Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid tarafından 14. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı düşünülen bu külliye, Balıkesir’deki en eski Osmanlı yapılarından biridir. Erken Osmanlı mimarisinin özellikleri taşır.
-
Balıkesir Saat Kulesi (Balıkesir Merkez):1827 yılında Silistre Valisi Giritlizade Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kule, şehrin sembollerinden biridir. Tarihi kent dokusunun önemli bir parçasıdır.
-
Tarihi Hanlar ve Hamamlar:Şehir merkezinde ve ilçelerde, Osmanlı döneminde kalma, ticaretin ve yaşamın sosyal merkezleri olan hanlar ve hamamlar bulunmaktadır. Bunlar, dönemin mimari anlayışını ve yaşam biçimini yansıtır.
Yakın Geçmişin Tanıkları: Ayvalık, Cunda ve Kuva-yi Milliye
Balıkesir’in tarihi kalıntıları yalnızca antik kalıntılar ve Osmanlı yapılarıyla sınırlı değildir. Yakın geçmişe ait izler de şehrin kimliğinde önemli bir yer tutar:
-
Ayvalık ve Cunda (Alibey) Adası’nın Tarihi Dokusu:Daha önceki makalelerde detaylıca anlatıldığı gibi, Ayvalık ve Cunda’nın taş evleri, kiliseden dönme camileri (Saatli Cami, Çınarlı Cami), Taksiyarhis Kiliseleri (biri Ayvalık’ta kardeşi Cunda’da müzeye dönüştürülmüş) ve dar sokakları, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılda başı Ege mimarisinin ve sosyal hayattan örneklerdir. Bu doku, mübadele öncesi dönem izlerini taşır ve güvenilir bir bütünlük sunar.
-
Kuva-yi Milliye Müzesi (Balıkesir Merkez):Kurtuluş Savaşı’nda Balıkesir Kongreleri’nin yapıldığı eski belediye binası, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Milli Mücadeleye ait belgeler, fotoğraflar, silahlar, silahlar ve kişisel eşyaların sergilendiği müze, Balıkesir’in “Kuva-yi Milliye Şehri”nde yaşatılan önemli bir miras alanıdır.
Sonuç
Balıkesir, adeta katman katman bir tarih kitabıdır. Antik Mysia’nın uzak kentlerinden Osmanlı’nın zarif yapılarına, Ege’nin nostaljik taş evlerinden Cumhuriyet’in kuruluş anılarına kadar geniş bir yelpazede tarihi miraslara ev sahipliği yapar. Bu gezme alanları, sadece taş ve duvar değil, aynı zamanda bu topraklarda yaşanmış farklı medeniyetlerin hikayelerini dinliyor, kültürelliğini hissediyor ve geçmişiyle bugünün zenginleri arasında köprülerini öğreniyor. Balıkesir’in tarihi yapısı, korunması ve gelecek nesillere aktarılması gereken paha biçilmez bir hazinedir.